Seni öyle seviyorum ki,
Bütün varlığınla yüreğimdesin.
Gücün gücüm, acın acımdır benim.
Sen, her geçen gün gürleşen alev alev sevgimsin.
Varlığınla övünür, sevgin ile büyürüm.
Üzüntün duman olur, çöker başıma.
Gülücüğün güneşim, göz yaşın boranım olur benim.
Yok olur baharım,
Beyaz karlar yağmış gülüşünün üstüne.
Çıkma öyle soluk beniz ve
Ağarmış saçlarınla karşıma.
Fidan boyuna eğiklik,
Güleç yüzüne donukluk yakışmıyor.
Yakışmıyor! dişlerinin parlaklığını dudaklarının ardına gizlemek
Ve yenik düşmek küçücük bir iğneye;
Yakışmıyor! yaşama sırtını dönüp
Çaresizliği çekmek sineye.
Varlık içinde yokluk gördün,
Bütün sıkıntılarını umutla yokluğa gömdün.
Kızana güldün, kötülüğü iyilikle yendin.
Herkese dost oldun, yaren oldun,
Dostluk kuramadığın birisi vardı,
O da yine kendin oldun.
Aşılmaz dağları aşar,
Sarp geçitlerde at oynatırdın.
Fırtına olur eserdin tarlada, çayırda
?şlerdin toprağı şevkle, ümitle.
Ne oldu sana bilmem?
Bir iğneye mahkum olup
Hayata küsmen niye?
Sönük kalmasın kovanın,
Dinmesin vızıltın ve çarpsın kanatların.
Dursun yine çiçekler seni selama.
Acı ile gülmek zor olsa bile.
Yine de gül bizim için,
İçin için ağlama!
1992
15 mart 1999 babam yaşama veda etti